İngiliz basınından derleyen: Açık Dergi
Önce, Michael Moore ile ilgili, belki de hiç bilmediğiniz 10 ayrıntı:
Ulusal Silah Birliği’ne (National Rifle Association) ömrünün sonuna kadar sürecek şekilde üye olmuştur. Amacı, birliğin başkanı Charlton Heston’ın yerine geçmek ve sonra birliği dağıtmaktır.New York City’de, karısı ve kızıyla birlikte, 1 milyon 200 bin dolarlık bir evde oturmaktadır.Öğrenciliği sırasında, doğum yeri Flint’te çevreye zarar veren işyerleriyle ilgili bir saydam gösterisi yapmış ve bu nedenle kendisine izcilik başarı rozeti verilmişti.‘Rage Against The Machine’ topluluğunun, ‘Sleep Now in the Fire’ isimli şarkısına, New York Borsası’nın önünde klip çekti. Klip çekimi, sonunda kendiliğinden, kaotik bir konsere dönüştü; Michael Moore tutuklandı, Borsa da faaliyetine ara vermeye zorlandı.New York Times gazetesi, Moore’un çok tartışma yaratan kitabı ‘Aptal Beyaz Adamlar’ (Stupid White Men) hakkında hiçbir değerlendirme yazısı yayımlamadı. Halbuki, kitap 59 hafta boyunca gazetenin kendi en-çok-satılanlar listesinde kalmıştı.Michael Moore, ilk filmi ‘Roger and Me’yi tamamlamak için para bulabilmek amacıyla, kendi evinde tombala partileri düzenlemişti. Hemen söyleyelim: İlk filmi, doğum yeri Flint’te, General Motors’un fabrikalarını kapatmaya karar vermesiyle işsiz kalacak 30 bin işçiyle ilgili. Belgesel tekniği ilginç: Sorun yaşadığı muhataplarının kapılarını çalıyor ve olanları anlatmaya başlıyor. ‘Aptal Beyaz Adamlar’ (Stupid White Men) isimli kitabı, 12 Eylül 2001 tarihinde yayımlanacaktı. 11 Eylül saldırılarının ardından, HarperCollins yayınevi Moore’dan kitabın yarısını yeniden yazmasını istedi. Moore da reddetti bu öneriyi. Kitap, 5 ay sonra değiştirilmeden yayımlandı. Hemen söyleyelim: Bu kitapta Bush ile Rumsfeld’in yönetimine fena halde yükleniyor Moore. Dubya’dan ‘thief-in-chief’, yani başhırsız diye bahsediyor ve Amerikan deniz piyadelerinin kendisini Beyaz Saray’dan çıkarmalarını talep ediyor.Moore 18 yaşındayken, kendi okulunun denetim kuruluna seçilerek, ABD’de kamu görevine seçilen en genç insanlar arasında yer almıştı.‘Benim Cici Silahım’ (Bowling For Columbine), 2002 yılının Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde gösterildiğinde ayakta alkışlanmıştı, ama 13 dakikalık rekor bir süreyle.Michael Moore Kanada’nın fahri vatandaşıdır.
Para = Sorumluluk Moore, 49 yaşında. İşçi sınıfı mensubu, İrlanda kökenli bir Amerikan ailesinin çocuğu. Flint’in Sesi isimli, sol eğilimli bir dergide çalışmak üzere okuldan ayrılmış. Sonra bir dönem, aylık radikal dergi ‘Mother Jones’un editörlüğünü yapmış, ama o günlerde çok mutsuz olduğunu söylüyor: “Bütün gün oturup, ‘şu konu hakkında birisi bir film yapmalı’ diyen heriflerden biri haline gelmiştim. Sonra 35 yaşına geldim ve dedim ki kendi kendime, ‘pekala, kimsenin yapacağı yok.” 1989 yılında da ‘Roger and Me’yi çekti. 14 yıl sonra bugün filmin değeri milyon dolarlarla ifade ediliyor. Yeni kitabı, ‘Dude, Where is My Country?’de ‘Horatio Alger Ölmeli’ başlıklı bir bölüm var.
Bu bölümde Moore, toplumsal hareketliliğe ilişkin Amerikan rüyasına saldırıyor. Alger, 19 yy.’da yaşamış bir yazar ve yazdıklarında fakirlikten zenginliğe tırmanan insanların öykülerini anlatıyor. Şöyle yazıyor Moore: “Dinleyin arkadaşlar! Hakikatle yüzleşmenin zamanı geldi: Asla zengin olmayacaksınız. Bunun gerçekleşmesi ihtimali milyonda 1’dir.” Ancak, bu cümleyi Moore’un yazması da başlıbaşına bir ironi, çünkü kendisi şu anda bir dolar milyoneri.
Zengin olmanın önemli sonuçlarından birinin, daha fazla sorumluluk hissetmesi olduğunu söylüyor Moore. “Ohh, parayı kazandım, bir yelkenli satın alayım demek yerine, vicdanım beni daha büyük ve iyi işler yapmaya zorluyor,” diyor. “Benim gibi birine büyük paralar vermek çok tehlikeli bir iştir. Çünkü ben maddi ihtiyaçlarını en aza indirmiş bir insanım. Bırakın içkiyi, kahve bile içmem. Elime bu kadar para verirseniz daha da tahripkâr olurum. Bu, elime molotof kokteyli verilmesi gibi bir şey.”
Bunları, Broadway manzaralı bir binanın 18. katındaki bürosunda, koltuğunda otururken anlatıyor, ama şunu da ekliyor: “Bu başarı denen şeyin başıma 35 yaşından önce gelmemiş olmasını şans olarak kabul ediyorum. O yaşa kadar eğriyi doğruyu öğrenmiş oluyorsunuz. Hâlâ, memleketim Flint’teki arkadaşlarımla görüşüyorum. 22 yaşında tanıştığım sevgilim bugün karım. Bu camiadan hiç arkadaşım yok. Film galalarına gitmiyorum, eskiden neysem oyum.”
“Elbette, bu kadar çok param olduğu için de kimse film ve kitaplarımda ne söylediğime karışamıyor. Ne istersem onu çekerim, senin parana ihtiyacım yok, her işçi sınıfı çocuğunun rüyasıdır, bunu yapabilmek.”
Michael Moore son olarak Londra’da 6 ay boyunca tek kişilik gösteri yaptı. Şu sıralar, çarşamba akşamları cnbc-e kanalında da ‘Korkunç Gerçek’ adıyla yayınlanan ‘The Awful Truth’ isimli bir televizyon programı var. Ondan önce de ‘TV Nation’ isimli, bir başka programı vardı, ancak hiciv dozunun keskinliği nedeniyle bu program ABC televizyonunda ancak bir yayın dönemi boyunca yayınlanabildi. Sonra nedense Fox televizyonu tarafından yayınlandı bu program, ama orada da ancak bir yayın dönemi sürdü. Bunun üzerine Michael Moore, ‘Korkunç hakikat’ isimli programı için İngiliz ‘Channel 4’dan destek aldı ve program orada en azından iki yayın dönemi boyunca yayınlandı.
“Bir baktım; Martin Scorsese, Meryl Streep... herkes orada”
Michael Moore eleştirenlerin sayısı da az değil elbette. Mesela deniyor ki, ‘Benim Cici Silahım’ filminin başında verilen bilgi doğru değildir. Yani, 1999 Nisan’ında Columbine Lisesi’nde ortalığa ateş açan öğrencilerin, o günün sabahında sakin sakin bowling oynamaya gittikleri iddiası doğru değildir. Polisin buna yönelik raporu, daha sonraları bu bilgiyle çelişen başka raporlar da eklenmiştir. Ama, bunun öneminin olmadığı da açıktır. Moore’un bu filmde söylediği şey malum: Amerikan halkının silahla bu kadar haşır neşir olması sağlıklı bir durum değildir ve Amerikan dış politikasının şiddet içermesi de bu durumla tamamen ilgisiz değildir.
Michael Moore’un, dünya çapında şöhrete kavuşması, ‘Benim Cici Silahim’ın En İyi Belgesel Film Oscar’ı kazanmasının yanı sıra Oscar töreni sırasında yaptığı konuşma sayesinde de oldu.
ABD’nin Irak’a saldırmasından 3 gün sonra gerçekleşen törende, filmin prodüktörü de olan eşi Kathleen Glynn, Moore’a, “Ne yapacağını düşündün mü?” diye sormuş.
“Düşünmedim, çünkü kazanmayacağız,” diye cevap vermiş Moore.
Karısı, “Ya kazanırsak?” diye sorunca, birden çekingenliği bırakıp diğer adaylara doğru eğilmiş ve kazanması durumunda sahneye birlikte çıkmayı teklif etmiş. Kazandığı anons edilince de hep beraber sahneye çıkmışlar.
O anı şöyle anlatıyor: “Bir baktım; Martin Scorsese, Meryl Streep... herkes orada. Ve bir omzumda şeytan, diğer omzumda da iyilik meleği oturuyor. İyilik meleği, ‘Mike,’ diyor, ‘bir öpücük gönder ve in sahneden aşağı. Sonra şeytan, ‘hayır,’ diyor; ‘yapman gereken bir iş var.’ O sırada iyilik meleği tekrar konuşuyor: ‘Ama bu senin en güzel günün. Hayatta bir kere olur bu, herkes Oscar kazanmıyor. Sevgiden bahset.’ Doğrusunu isterseniz ben de teşekkür edip sahneden inmek istiyordum.”
Moore, bir gece önce, bağımsız sinemacılar için düzenlenen alternatif ödül töreninde yaptığı konuşmayı tekrarlamaya karar vermiş: “Kurgu olmayan filmler önemlidir, çünkü kurgu seçimlerle işbaşına gelen kurgusal bir başkanın döneminde yaşıyoruz. Bizi, kurgusal nedenlerle savaşa göndermek isteyen bir kişinin zamanında yaşıyoruz.”
Bu sözleri alkışlar ve yuhalamalar arasında söylerken son cümlesinden sonra “Salon tam anlamıyla patladı,” diyor Moore. Ama, biliyorsunuz o gene de devam etti: “Biz bu savaşa karşıyız Bay Bush! Utanın Bay Bush!” Bu noktada orkestra apar topar yükseliyor ve Michael Moore’un son cümlesi de tam duyulamıyor: “Eğer Papa’yı da, Dixie Chicks’i de aynı anda karşınıza aldıysanız, Beyaz Saray’da kalıcı olmayacaksınız demektir.”
İyi kalpli insanların ülkesi
Oscar’ı kazandıktan sonra hayatı değişmiş Moore’un. ‘Beyaz Aptal Adamlar’ isimli kitabı, senenin en çok satılan kurgu-dışı kitabı olmuş. Gırgır geçen bir sesle diyor ki: “Sadece şu İngiliz kadın, JK Rowling, benden daha çok sattı bu sene. Düşünün; bir yanda Harry Potter, diğer yanda Michael Moore. Bütün Amerikan halkı Bush’u destekliyor zannedilirken, Bush’un tam karşısında duran bir kitabı satın alıyor.”
Michael Moore için “Çocuklar için Chomsky” ifadesi de kullanılıyor, ama Chomsky belki onbinlerce kişiye ulaşırken Moore on milyonlarca kişiye ulaşıyor.
Gene de, Oscar törenindeki konuşmasından sonra ailesini ve kendisini tehlikede hissettiği günler olmamış değil. Sokakta yolunu kesip bağıra çağıra ülkeyi terk etmesini isteyenler... itip kakmaya kalkanlar... uçakta yanına oturmayı reddedenler... Michigan’da, doğduğu eve saldıranlar... Evin etrafındaki ağaçlara ‘vatan haini’ diye tabelalar asanlar...
Halbuki Michael Moore, ilk kitabında olduğu gibi yeni ‘Dude, Where is My Country?’de de, Amerikan halkının nezih, terbiyeli ve temelde nesnel insanlar olduğunu dile getiriyor. Esas sorunu, bu insanların yanlış bilgilendirilmesinde ve yönlendirilmesinde görüyor. Sorusu şu: “İlerici düşünmeye açık, liberal eğilimli, iyi kalpli insanlarla dolu bir ülkede yaşıyorsunuz. O halde nasıl oluyor da her şeyi sağcılar kontrol ediyor?”
Cevabı da şu: “Amerikan halkının saf bir tarafı da vardır ve bu da yanlış yönlendirilmeye açık kılar onları. Din, bu yanlış yönlendirmede önemli araçlardan biridir. Feci bir medyamızın olduğu da düşünülürse...”
‘Dude, Where is My Country?’ isimli kitabında Başkan Bush’a 7 soru yöneltiyor. Bu soruları aktaralım; ayrıntılı açıklamaları merak ederseniz kitapta okursunuz:
Geçen 25 yıl içinde Bin Laden ailesi mensuplarının zaman zaman siz ve ailenizle iş ilişkileri içinde bulundukları doğru mu?Bush ailesi mensupları ile Suudi kraliyet ailesi arasındaki ‘özel ilişki’ nedir?11 Eylül’de ABD’ye kim saldırdı; Afganistan mağaralarında bulunan bir böbrek hastası mı ya da, dostunuz, Suudi Arabistan mı?11 Eylül’ü izleyen günlerde, FBI’ın herhangi bir soruşturması olmaksızın, özel bir Suudi jet uçağının Amerika’ya gelmesine ve Bin Laden ailesi mensuplarını toplayıp sonra da ülkeden çıkıp gitmesine neden izin verdiniz?Silah sahibi olma hakkını, potansiyel teröristler için neden koruyorsunuz?Teksas Valisi olduğunuz sırada, Taliban’ın, petrol şirketinizdeki arkadaşlarınızla buluşmak üzere Teksas’a geldiğinin farkında mıydınız?11 Eylül sabahı, Florida’da bir ilkokul sınıfındayken kulağınıza saldırılardan bahsedildiğinde, yüzünüzdeki o ifade tam olarak ne anlama geliyordu?
Michael Moore’un yeni kitabı ‘Dude, Where is My Country?’ 7 Ekim’de, Allen Lane yayınları arasından çıktı.